Zifiri karanlık ‘aydın’larımız
Evvelemir Bismillah’tan korkarlar.
Ve ‘çağdaş yaşamcı’ kadınlarımız
Gusül, abdest, Kıblegâh’tan korkarlar.
Milliyet’siz… rûy-i zemin ülkesi
Kimi Lenin, kimi Mao halkası
İnkârcılık devrimcinin ilkesi
Lâilâhe İllallah’tan korkarlar.
Patronun belinde silahtır basın
İnsandır demeyin, umudu kesin
Yönetmeni öküz, yazarı tosun
Uyuturlar, intibahtan korkarlar.
Adı ‘sanatçı’ya çıkan her şebek
Yolda göğüs açar, sahnede göbek
Ki bunca yarasa, baykuş, köstebek
Hem ışıktan, hem sabahtan korkarlar.
Siyasette yalan satmak huyları
Boya sürmek, çamur atmak huyları
Her nesneye yalan katmak huyları
İstikrardan, inşirahtan korkarlar.
Saçma sapan yorumlarlar çağları
ölülerden medet umar sağları
Kırdılar geçmişle olan bağları
Tarihteki padişahtan korkarlar.
Hiçbir küfrü bırakmazlar kazaya
Mabetleri çevirirler müzeye
Hayrandırlar doğu, batı, kuzeye
Geri kalan tek cenahtan korkarlar.
Büyükler tanırız, yüz okka beden
Fikrî sıkletleri sıfırdır, neden?
Aslı nedir, öğrenmeden bilmeden
Hoş kelamdan, has mizahtan korkarlar.
Doğru dürüst bir hâlleri bulunmaz
İhanette ihmalleri bulunmaz
Kalleşlikte emsalleri bulunmaz
Mertlik denen bir silahtan korkarlar.
Kiralıktır beyinleri, kıçları
Dışlarından daha kirli içleri
Zina yapar çoğaltırlar piçleri
Aileden ve nikâhtan korkarlar.
Kimi devrim, kimi koltuk yobazı
Kimi ilim, kimi hukuk yobazı
Kimi antik çağın moruk yobazı
Hak ehlinden, hayırhah’tan korkarlar.
Hem korkaklar, hem şirretler velhasıl
Günlük yalan yumurtlarlar ki, nasıl!
Bu günlük burada bitti bu fasıl
Tüm eğriler doğru rah’tan korkarlar…
24 Kasım 1996