Hoca Ahmet Yesevi, Tarihte bilinen ilk büyük Türk mutasavvıfı ve şairidir.
Asıl adı Ahmet bin İbrahim bin İlyas Yesevi olup, Piri Sultan, Hoca Ahmet, Kul Hace Ahmet diyede tanınır. Hayatı hakkında çok az malumata sahip olduğumuz Hoca Ahmet Yesevi, Yesevilik hareketinin kurulmasıyla önemli talebelerin yetişmesinde öncülük etmiştir. Sade bir Türkçe ile Halkın anlayacağı, sohbet tarzındaki Hikmet adlı şiirleri, Çin’den, Marmara sahillerine kadar yayılıp, Türk Milletine manevi ışık olmuştur. Bu nedenle Ahmet Yesevi’nin en güzel şiirlerini derleyerek anıyoruz. İşte Ahmet Yesevi şiirlerin’den “Hikmet – 8 “ sözleri…
Sabah erken pazartesi günü yere girdim
Mustafa ya matem tutup girdim ben işte
Altmışüçte sünnet dedi işitip bildim
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Yer üstünde dostlarım matem tuttu
Bütün alem ‘Sultanım’deyip nara çekti
Hakk’ı bulan gerçek sufiler kanlar yuttu
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
“Elveda” deyip yer altına adım koydum
Aydın dünyayı haram kılıp Hakk’ı sevdim
Zikrini söyleyip yalnız olup yalnız yandım
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
‘Taha’ okuyup akşam ve geceler kaim oldum
Gece namaz gündüzleri oruçlu oldum
Bu hal ile yer altında daim oldum
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Altmış gece altmış gündüz bir kez yemek
Tan atana kadar namaz kılıp bir kez selam
Altmışüçte oldu ömrüm sonunda tamam
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Hakk Mustafa ruhu gelip oldu imam
Bütün varlık yer altında oldu köle
Çok ağladım Hakk Mustafa verdi müjde
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Mirac gecesi ‘Gözümün nuru evlad… ‘dedi
Elimi tutup ‘Ümmetimsin ümmet’ dedi
Sünnetimi sıkı tutasın gönüldaşım’dedi
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
‘Kıyamette yol kaybedersen yola salayım
Muhammed’ deyip susamış olsan elini tutayım
Evladım deyip elini tutup cennete girdireyim…’
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Ey dostlar bu sözü işitip şevkim arttı
Ümmet’ dedi, iç ve dışım nura battı
Nurunu salıp cemalini Hakk gösterdi
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Cemalini görüp ruhum uçup arşa kondu
Musa gibi varlığım tutuştu yandı
Mecnun gibi eş ve dosttan kaçıp saklandı
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Yer altında eziyet çektim çok zorluk
Döşek yastık taştan yapıp çektim sıkıntı
Ey dostlar bu dünyada yok dinlenmek
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Ta zorluk çekmedikçe vuslatı nerede? ..
Hizmet kılmadan hal derdi olmaz peyda
Can ve gönlünü kılmadıkça Hakk’a tutkulu
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Yer altına girdim ise kendimden geçtim
Gözümü açınca Mustafa’yı hazır gördüm
İsyan ve cefa eden ümmetlerin halini sordum
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
‘Ey evlad benden sorsan hani ümmet,’
Ümmet’ dedi göğsüm dolarak hasret yarası
Ümmet için çok çekiyorum Hak’dan külfet’
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Ümmetlerimin günahlarını her Cum’â affet
Alıp geleyim ya Muhammed sen bunu ayır
Ta ki ağlayıp secde eyleyim Tanrı ya affet
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Her Cum’a affet ümmetlerin günahını
Alıp geleyim ya Muhammed gör bunu
Ümmetlerin neler kılar Ahmed senin
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Ben melekten utanç duyarım ey ümmetim
Yaratan’dan korkmaz mısın düşük himmetim
Gece yatmadan ibadet etsen hoş devletim
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Yer altına girdim dostlar iradesiz
‘Amin’ deyiniz âl, ashab ve çehar-yar
Ümmetlerin suçunu bağışla Allah’ım
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
Kul Hoca Ahmed ben ikinci defteri söyledim
İki alem eğlencelerini meye sattım
Ölmeden önce can acısının zehrini tattım
Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte
(Hoca Ahmed Yesevi’ye <1093-1166> ait bu şiir Çağatay Türkçesi orijinal metninden Türkiye Türkçesine Dr. Hayati Bice tarafından aktarılmıştır