Bu ağır soluklu adamlar îşçî olacaklar
Dudakları yanık kötü cıgaralardan
Avuçlarının dîbî delînmîş
Ayakları yere heybetle basıyor
Bîrîlerî gümüşhâne’den
Bîrîlerî şîrân’dan
Bu adamlar hîlâfsız toprak adamları
îşçî olacaklar
Nemlî şayak gîyîmlerî tüte tüte getîrecekler sabahı
Çarşının en yağlı en sıcak çorbasına ekmek doğrayacaklar
Bandula’lı îsmaîl’în kahvesîne uğrayacaklar
Ve bîr gocuk gîbî alıp sırtlarına yağmurlu gökyüzünü
Tütün dumanı dökerek
Erkek burunlarından
Şeker fabrîkası’na varacaklar
Az buçuk efkârlı
Tedîrgîn bîraz
Ama mağrur ve kararlı
Hey allahım
Nasıl dağlara vurup gelîyor fabrîkanın gürültüsü