Yine gönlüm dost illerin özledi
O illere bir kez dahi varam mı
Dost dîdârın yeter bizden gizledi
Bir gün ola hûb cemâlin görem mi
Kulak tutan kişiler Hak kelâma
Noksândan kurtulup erer tamâma
Huccâc ile varıp Beytü’l-Harâm’a
Eşiğine yüzüm gözüm sürem mi
Tevhîd ile îmânım kâmil ola
Firkat gidip cem’iyyet hâsıl ola
Sırrım vahdet iline vâsıl ola
Ara yerden ayrılığı sürem mi
Mâsivâya meyli dilden yuyuban
Fahr-i âlem Mustafâ’ya uyuban
Kâbe kavseyn ma’nâsından tuyuban
Aceb sırr-ı Ev-ednâ’ya erem mi
Ey Hüdâyî dost’dan yana uçuban
Kana kana âb-ı hayât içüben
Hak yol verip hicâbları geçüben
Aceb vahdet sarâyına girem mi