Ah, meded Allahım sendendir, meded,
aklım alındığı yerlere geldim.
Düâmı kabûl edip, eyleme red,
sinem delindiği yerlere geldim.
Hep, âh ile zardır, âşıkm işi,
kan ile karışdı gözümün yaşı.
İnci, mercan olmuş toprağı,
taşı, cevher bulunduğu yerlere geldim.
Dağların başına, bulutlar çıkar,
bağrımın içinde, şimşekler çakar,
Firdevs-i a’lâdan, bir servi çınar,
çıkıp salmdığı yerlere geldim.
Sünbülün da’vâsi, servi dalîle,
bülbülün sevdâsı, behâr gülîle,
Muhabbet sunarken, Hakim dilîle,
gönlüm sızladığı yerlere geldim.
Ah! Şimdi bir, ele geçse nigâhın,
bilemedim kıymetini dergâhın.
Alem-i ervâhdan, bir şems-ü mâlını,
nûrunu saçdığı yerlere geldim.