O can ki, dostunu bilmez, niçin talebde değil,
eğer bilirse onu, ya niçin tarebde değil?
Perde olursa nefs-i emmâre, ona her dem,
niçin, mücâhede-i düşmen-i la’înde değil?
Aceb değil mi ki dil, tenbel ola dilberden,
niçin mütâlebe-i dilber-i acebde değil?
Ne hâil oldu, gönül bedrine hüsûf erdi,
niçin şemsin ziyâsmı, bu meh, talebde değil?