Dört kişi oturmuşlar ısrarla çağırırlar,
Hocam çayımızı iç, adeta yalvarırlar…
Maksatları bambaşka, rezil edileceğim,
Onları güldüreceğim, eğlendireceğim…
Madem çağırılmışız, bir geyik muhabbeti,
Zamanları çok bol, onlarca bir eğlenti…
İtibarım zaten yok, bari eğlendireyim,
Kalplerini kırmadan, biraz da eğleneyim…
Daldan dala atlanır, sualler yöneltilir,
Tek tek cevap veririm, soranlar terletilir…
Kravat konu olur, anlatırım gülerler,
Ağır bir lâf vururum, utanır düşünürler…
Ortaya konuşurum, birisi alınmıştır,
Diğeri düzeltilir, konu anlaşılmıştır…
Adamlar çok edepsiz, ahlâk, din tanımazlar,
Yaşları da çok büyük, ölçülü davranırlar…
Ölçü birazdan çıkar, ayarlar kaybedilir,
Şahsım ayaküstüdür, bunlar adam bilinir…
Durum düzeltilemez, derim:” Alınmayınız,
Kalbimde kötülük yok, sakın darılmayınız…”
Alçalmışlar yerlerde, imajlar zedelenir,
Lâflarım kırmaktadır, artık susmam gerekir…
Kaşınan kaşınmıştır, alınsalardı eğer,
Her hâlde çağırılmam, devam etmeğe değer…
Bu işlerine gelir, hoşlarına da gider,
Hoca zaten sevilir, seviyesinde biter…
İnce ayar bilmeli, madem eğleniriz,
Gururlar incinecek, biz daha çok eziliriz…
(1995)