Alıntılı bîlgîyle, yazdığım şîîrîmdîr,
Samîmî duygularla, şîîrleştîrmîşîmdîr…
Kaynaklardan duyarız, Barnabas İncîl’înî,
İsa(a. s.) ’ya sadık kalmış, aratır sözlerînî…
Ellerdekî o belge, İsa’dan nakledîlmîş,
Muhafaza altında, emîn yerde gîzlemîş…
Bîr devîrde kanunla, îlk İncîller yok edîlmîş,
Üç yüz kadar çeşîtten, dört İncîl düzenlenmîş…
Kanunlar kesîn îmîş, orîjînalî yakmışlar.
Samîmî kîşîlerse, gerçeğî taşımışlar…
Barnabas’ın İncîl’î, nakle sadık kaldı mı?
Orîjînale çok yakın, tercüme yapıldı mı?
O gün tevhît yasaktı, neden yasaklanırdı?
Yasaklanan İncîller, Hakk’a yakışır mıydı?
1700 yıl geçmîş, Hak yok edîlememîş,
Ölüm cezası bîle, Hakk’ı gîzleyememîş…
Barnabas İncîl’înde, Hazret’î İsa söyler,
Kendînden sonrakînî, havarîlerî de dînler…
“Bîr Peygamber Gelecek”, duyar havarîlerî,
Hazret-î MUHAMMED (s. a. v.) ’î ve özellîklerînî…
“Sîze söylüyorum! “ der, Barnabas İncîl’înde,
MUHAMMED(s. a. v.) anlatılır, İncîl îçerîsînde…
“Mahlûkata rahmet” der, İsa(a. s.) MUHAMMED(s. a. v.) ’îme,
Hîkmet, kudret, anlayış söyler peygamberîme…
Sonra ekler Resule ALLÂH(c. c.) aşkıyla dolu,
“Dakîk, yumuşak ruhlu ve doğrudur! “ der yolu…
Yardımseverlîğînden, adaletînden bahseder,
Sabırlı oluşunu, tekrar eder ve söyler…
Saadet devrî dîye, Kur’an’ı hatırlatır,
Aynen gördüğü gîbî, MUHAMMED(s. a. v.) ’î anlatır.
“Ben de gördüm! ” der İsa, bunlar apaçık vardır,
Orîjînalîndendîr, muhafaza altındadır…
MUHAMMED(s. a. v.) , dîye anar peygamberîn adını,
Onunla şereflenmek, îster eder duasını…
Barnabas ehlî tevhît, belkî Rab’bîn yanında,
Rabbîm bağışlamalı, şahsımın duasında…
Değîşmemîş tek şey var, yalnız Kur’an’ı Kerîm,
ALLÂH(c. c.) yolu İslâmîyet, emîrlerî Rab’bîmîn…
Kur’an Rab’bî tek kîtap, İslâm apaçık gerçek,
Orîjînaller ortada o, hîç değîşmeyecek…
(2010)