Hakîkatten çok uzak bâtıl görünüyordum,
İslâm benden, ben ondan ayrı bîlînîyordum.
Zamanı ve mekânı örfümle, înancımı,
Şahsî kanaatîmle, anlardım yaşantımı.
Çevremî sömürmezdîm, aldatmaz, kandırmazdım,
Mütevazılığımdan, însandan sayılmazdım.
Herkesle samîmîydîm, herkesle dost olurdum,
Tavîzlerîm aranır sonrası dışlanırdım.
Oysa hakîkatteydîm İslâm’ın îçîndeydîm,
Kalbîm tamamen saftı, gerçekte samîmîydîm.
Her şeyî konuşurdum, yüzüm güven vermezdî,
Sonradan bozuşurdum, dostluklarım sürmezdî.
Kîmseyî harcamadım, sözlerîmle dışlandım,
Şîmdî kapım kapalı özürlere de alıştım…
(1995)