Mehmet Tevfik Temiztürk şiirleriyle, kişiliği ve veteriner hayatıyla önemli bir yazar olmakla beraber eserleri ve katkıda bulundukları unutulmaz. Şiirlerimle duygu ve düşüncelerimi işlerken güncel değerlerimizi, değer yargılarımızı, içten gelen duygularımla yaşayarak samimi örneklerimle şiirleştirme yoluyla işledim. Diyen Mehmet tevfik temiztürk 18.07.1964’te Kırşehir Mucur’da doğdu. Bunun yanı sıra Mehmet Tevfik Temiztürk, Ölçüm daima Kur’an, rehberim Hazreti Muhammed(s.a.v.) ve Hadis-i Şerifleri, sünnetleri olmuştur. Yaşamını bağımsız bir yazar olarak devam ettirdi Mehmet Tevfik Temiztürk’ün en güzel şiirlerini derleyerek yaşatıyoruz. İşte Mehmet Tevfik Temiztürk’ten “Mehmet Tevfik’in Ceketi” sözleri…
Yirmi beş yaşlarında, fakülte öğrencisi;
Her hâlinden belliydi, fakirdi ve sefildi.
Etüde girdi bir yer bulup çalışacaktı.
Ceketini çıkardı, içerisi sıcaktı.
Askıya doğru vardı, her hâlde asacaktı.
O’da ne! Ceket yamuk durdu, yanlara sarktı.
O duruşa insanın içi burkuluyordu.
Emektar ceketini düzeltmeye ant içti.
Ama nedense ceket çul gibi duruyordu.
Tamam! Anladı şimdi, demek ceket bir hiçti.
Ceket şimdi düzeldi, askıda dengelendi
Darağacında bu kez, sallandı sallandıkça.
Askı kapı ağzında doğru mu oldu şimdi?
Dönüyordu emektar, açılıp kapandıkça…
Ceketinin sağını, sol tarafa katladı.
Yok! Pek ciddî durmadı arka dışa fırladı.
Çatal iğneyle, kolu dikip yukarı astı.
Zavallı ütüsüzün, kolu astarı kastı.
Uzaktan bakmak için, köşesine çekildi.
Ütüsüz, rengi solmuş, sanki aç ve sefildi.
Niçin diğer ceketler gibi çağdaş değildi?
Pek uzun ömürlüymüş, eskiseymiş iyiydi.
Sahibi kafasını boş yere yoruyordu…
Ceket cağız cahildi askıdan korkuyordu.
Düşünme, kimse almaz at duvarın dibine!
İstersen minder gibi yap otur bak keyfine…
Askıdan ceketini aldı, derhal giyindi.
O bile sahibim ne iyi diye sevindi.
Hatırası büyüktü, rahmetliden kalmaydı.
Saygı görürdü, onu sandığa kaldırsaydı.
(Eski Şiirlerimden:1990)