Münafık kî înanmaz, şüphelerî vardır,
înanmak da îstemez, înandım der anlatır,
Mümînlerîn îçînde, însanları kandırır,
Aslında înançsızdır, kendîsînî aldatır…
înanmadığı halde, înandığını söyler,
Ne ALLÂH (c.c.) ne de kîtap onu îlgîlendîrmez,
Müslümanın îçînde, Müslüman’dan görünür,
Müslüman zannedîlîr hîç ayırt edîlemez…
Mümînlerce sevîlîr, mümînlerden sanılır,
Bazen şüphelenîlse de münafık akıllıdır,
Sözünde durmaması, yalan söylemesîyle,
Emanete îhanetîyle yîne de zor anlaşılır…
Yalan söyleyenîn, günahını alamazsın,
Belkî münafık değîl, bu bîlînmez şeydîr,
Münafık îçîmîzde, rahat rahat dolaşır,
Yalanı doğru gîbîdîr daîma tedbîrlîdîr,
îçîmîzden olmuştur, îkîyüzlünün bîrîdîr…
(1995)