İşte bu bir işaret, rüyanı yorumlarım,
Gerçekleşeceğinden, kesindir kanaatim…
Bir ruh, bir de beden var, ruh kaderi görüyor,
Yerde bir de neden var, bedenle birleşiyor…
Farklı rüyalar vardır, biraz yorumlanmalı,
Apaçık olanı var fakat hatırlanmalı…
Rüyan senin kimliğin, boyutlu ekranınla,
Geçmişin, geleceğin, dost ve düşmanlarınla…
Evvelden yaptıkların ve yapacaklarından,
Çekeceğin çileler, rüyan senin ajandan…
Aklından çıkmayanlar, tüm düşüneceklerin
Ve çektireceklerin, rüyan senin kaderin…
Rüyada zamanın yok, mekânın ise hiç yok,
Uyanacağın an çok, anlatacağın şey yok…
Zamansızlık an olur, an zamansızlık olur,
Semboller yol gösterir, rüyan yorumun olur…
Kimi hiç uyanamaz, rüyada hastalanır,
Kimi rüyada kalır, rüyası hastalanır…
Uyku felci geçirir, rüyada unutulur,
Uyandıran olmazsa, bir yol bulur tutunur…
Kimisi:
Ev bark sahibi olur, evlenir ve ev kurar,
Oysa rüyasındadır, anlatamaz ve yaşar…
Çoluk, çocuk, işiyle, sevilir ve sayılır,
İşine gider gelir, para ve pul kazanır…
Tamamen rüyadadır, etrafı da geniştir,
Dilekçesini verir, su parası gelmiştir…
Rüyada işten gelir, televizyonu açar,
Seccadesini serer, Rab’be elini açar…
Uyanıklar anlamaz, gerçekte rüyadadır,
Zamansızlıkta yaşar, uyanamayacaktır…
Ecel gelince ölür, ahirete uyanır,
Yani uyanamadan; bir el ruhunu alır…
Kimisi de uyanır; anlatamayacaktır,
Yeni hayatı yaşar, hatırlamayacaktır…
Her uyandığımızda, hatırlamadığımız,
Rüya hayatı gibi, dünyayı hep yaşarız…
Uyuduğumuzda da hatırlamadığımız,
Dünya hayatı gibi rüyayı hep yaşarız…
İleriye gezinti belki de sanal değil,
Bazen doğrusu çıkar, bu hiç imkânsız değil…
Tanıdığım biri var, Abdi derler adına,
Konuştu mu doyulmaz, lâflarının tadına…
Uyanınca anlatır, olacakları bize,
İnanması imkânsız, getiriri bizi dize…
Der ahır yanıyordu, koşar önlem alırız,
Önlem işe yaramaz, yanar baka kalırız…
Der kırmızı taksiyi, görmüştür rüyasında,
Mutlaka gelecektir, akıllar almasa da…
(2001)