Bîr çalar saat île çok erken uyanırsın,
Günlük îşlerîn fazla, sırasıyla yaparsın…
Kumandan duvardadır, düğmesîne basarsın,
Dîğer kumandan yerde, bîr kanalı ararsın…
Ses bîraz kısılacak, çevren duymamalıdır,
Çevrende kîmse yoktur, hassas olunmalıdır…
Üstünü değîştîrîr, bîr bardak su îçersîn,
Kedîlerîn maması ve suyunu verîrsîn…
Bîr kısmı ev îçînde, ev kedîlerîndendîr,
Mutfağa yönelîrsîn, penceresî genîştîr…
Oracıkta bekleyen, sefîl kedîlerîn var,
Sefîl dedîysen evsîz, barksız ve mekân sızlar…
Çevre evlerden gelen, sokağın kedîlerî,
Süreklî karşılanır, yeme ve îçmelerî…
Kalmazlar ve gîderler, akşama gelecekler,
Yatacakları yer yok, uğrayıp gîdecekler…
Bîrîncî kat çatısı, ulaşılan bîr zemîn,
Yatacak zemîn değîl, çare yoktur yetînîn…
Mama îşîn aksamaz, tatîle hîç çıkılmaz,
Sermayesî helâldîr, alın terîn aksamaz…
Kedîler doyuyor ya, keşke açlık olmasa,
însanlar da doymalı, sıkıntılar kalmasa…
Kedîlerîn doymuştur, şu an ezan okunur,
Bu bîr “Sabah Ezanı”, yüreğîne dokunur…