İslam, vahîy dînîdîr vahîy, emîr înanılır,
Rab’den yazıldığından muhatabı akıldır…
Akıl, yanılabîlîr ya da karıştırabîlîr,
Vahîy, aklın desteğî nefsî uzaklaştırır…
İnsan, et, kemîk, ruhtan nefîslî yaratıktır,
Vahîy, Rab’den bîr emîr kalıcı olacaktır…
Akıl, şeytana uyar bu yüzden yanılmakta,
Vahîy, îlme zıt düşmez akılla korunmakta…
Akıl kî anlayamaz îlîmsîz kavrayamaz,
İlmîn tamamına da bîrden bîre varamaz…
Vahyî kabul eden sonunda îlmî anlar,
Vahyî kabul etmeyen kendîsînî karalar…
Rüya, gerçek gîbîdîr akıl kabul edemez,
Bîr yere sığdıramaz ya da kabullenemez…
Her doğru gerçek değîl înkâr da edîlemez,
Yalan îse hîç değîl akıl bunu bîlemez…
Anlarsın, düşünürsün, bu bîr akıl eylemî,
Düşünemeyen yanılır bu da aklın eylemî…
Vahye ulaşamadı vahye akıl lazımdı,
Çünkü sorgulayamaz aklı kullanamadı…
Aklım vahye muhtaç akılcılık tanımam,
Bu vahyî înkâr eder akılsızsa hîç olmam…
Akıl, vahîyden yana, ALLÂH(c.c.) ’a teslîm olur,
Akıl île vahîyden ALLÂH(c.c.) ’a mümîn olur…
Akılcı kabul etmez, her şeyî înkâr eder,
Akıllı kabul eder, vahyî de tasdîk eder…
Akıllı değîl îsek muhatap da değîlîz,
Aslında bîz însanız kusurla bîlînîrîz…
Vahîy akla uygundur akıl, Rab’bînî dînler,
İnsan îçîn nîmettîr vahyî o kabul eder…
Akıl, însana gerek vahîy de Müslüman’a,
Vahîysîz înanılmaz ulaşılmaz Rahman’a…
Akıl, nefsîne kanar, vahyî dînlemez îse…
İnandırır, aldatır, kulları bîlînçsîzse…
Akıl, nefîsten etkîlenîr şeytana köle olur,
Karaya ak dedîrtîr eğrîyî de doğrultur…
Putu îlahlaştırır kullarına taptırtır,
Sorgulayamaz îse kendîsînî kaptırtır…
(2001)