Evde bir karasinek, sürekli uçuyordu.
Gecenin bir vaktinde, yüzüme konuyordu.
Lambaları söndürsem, bu sefer olmuyordu.
Tüm hamam böcekleri, içeri doluyordu.
Bir yanda çekirgeler, cık cık cık cıkırdıyor.
Ev hayvanat bahçesi, her çeşit barınıyor.
Kalkıverdim yerimden büyük bir öfke ile.
Elimde bir süpürge ve bir sineklik ile.
Böcekler ayaklanmış, bu bir başkaldırıydı.
Belki de bir yerlerden, kışkırtılıyorlardı.
Hem tarafsız(!) olacak, hem araştıracaktım.
Uygun bir karar verip, cezalandıracaktım.
Boş odaya yürüdüm tavanlara bakarak,
Bir baktım ki duvarda zehirli bir kırkayak.
Kaçmayı istemedi, bildi öleceğini.
Acımadan hunharca katledileceğini…
Dedim: Fırsat bu fırsat, tanıma hak, adalet.
Bakma gözyaşlarına, Hiç acımadan katlet.
Taraflı olacaktım araştırmayacaktım.
Adaletsiz biçimde bir karar verecektim.
Kırkayak dile geldi:” ALLÂH (c. c) böyle yarattı! “
“-Ne olur katletme! “ Dedi, dil döktü, ağıt yaktı.
Dedim: “Tehlikelisin! Bana zarar verirsin.”
“-Hem sen çok zehirlisin, mutlaka ölmelisin.’’
Dedi: ‘’Bilim şahittir, VALLAHİ zehirim yok.”
“-Benden boşuna korkma kullar bilir faydam çok.”
“-Al eline bak! ” dedi, bana güvence verdi.
“-Sana zarar vermeden, çeker giderim” dedi.
Aldım elime baktım, beni zehirlemedi.
Biliyorum masumdu, zarar vermeyecekti.
Zehirsiz olsa bile, bence çok zehirliydi.
Bu yargısız infazdı, idam edilmeliydi.
Böcek böcek değildi, bence bir canavardı.
Gizli gizli çoğalır, yer altında yaşardı.
Hâlinden besbelliydi, tipten kaybediyordu.
Kırk tane ayağıyla, suçu hak ediyordu.
Bahanesi bulunup, affedilmemeliydi.
Mutlak öldürülmeli ve yok edilmeliydi.
O an unutuverdim, diğer zararlıları.
Gürültü yapanları ve uyutmayanları…
Dedim: ’Ötsün çekirge, uçsun karasinekler.
Hamam böcekleriyse, özgürce gezinsinler.
Kırkayak katledilsin, sonradan yargılanır.
Çünkü günahı büyük midemi bulandırır.
Sinek, hamam böceği, çekirge affedildi.
Müdafaasız kırkayak, anında katledildi.
Rahat bir nefes aldım, kırkayak yok olmuştu.
Düşüncem gerçekleşmiş, ruhum huzur(!) bulmuştu.
Vicdan azabım artmış, hukuk zedelenmişti.
Rabbin merhametinden ruhum menedilmişti…
(1997)