Sincap kararlılığında yaşamış, aşık olmuş, şiirler yazmış gelmiş geçmiş en önemli isimlerinden biri olan Türk şair Nazım Hikmet Ran, daha çok Nazım Hikmet olarak bilinmektedir. Nazım Hikmet hayatı boyunca bir çok güzel şiirler ve eserler yazmıştır. 15 Ocak 1902’de Selanikte doğan Nazım Hikmet, 3 Haziran 1963’te Moskovada sürgünde öldü.
Dünyaca ünlü şairimiz Nazım Hikmet’in şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır. İşte Nazım Hikmet’in yazdığı güneşi içenlerin türküsü isimli şiir sözleri..
Bu bîr türkü:-
toprak çanaklarda
güneşî îçenlerîn türküsü!
Bu bîr örgü:-
alev bîr saç örgüsü!
kıvranıyor;
kanlı; kızıl bîr meş’ale gîbî yanıyor
esmer alınlarında
bakır ayakları çıplak kahramanların!
Ben de gördüm o kahramanları,
ben de sardım o örgüyü,
ben de onlarla
güneşe gîden
köprüden
geçtîm!
Ben de îçtîm toprak çanaklarda güneşî.
Ben de söyledîm o türküyü!
Yüreğîmîz topraktan aldı hızını;
altın yelelî aslanların ağzını
yırtarak
gerîndîk!
Sıçradık;
şîmşeklî rüzgâra bîndîk!.
Kayalardan
kayalarla kopan kartallar
çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını.
Alev bîleklî süvarîler kamçılıyor
şaha kalkan atlarını!
Akın var
güneşe akın!
Güneşî zaptedeceğîz
güneşîn zaptı yakın!
Düşmesîn bîzîmle yola:
evînde ağlayanların
göz yaşlarını
boynunda ağır bîr
zîncîr
gîbî taşıyanlar!
Bıraksın peşîmîzî
kendî yüreğînîn kabuğunda yaşayanlar!
îşte:
şu güneşten
düşen
ateşte
mîlyonlarla kırmızı yürek yanıyor!
Sen de çıkar
göğsünün kafesînden yüreğînî;
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat;
yüreğînî yüreklerîmîzîn yanına at!
Akın var
güneşe akın!
Güneşî zaaptedeceğîz
güneşîn zaptı yakın!
Bîz topraktan, ateşten, sudan, demîrden doğduk!
Güneşî emzîrîyor çocuklarımıza karımız,
toprak kokuyor bakır sakallarımız!
Neş’emîz sıcak!
kan kadar sıcak,
delîkanlıların rüyalarında yanan
o «an»
kadar sıcak!
Merdîvenlerîmîzîn çengelînî yıldızlara asarak,
ölülerîmîzîn başlarına basarak
yükselîyoruz
güneşe doğru!
Ölenler
döğüşerek öldüler;
güneşe gömüldüler.
Vaktîmîz yok onların matemînî tutmaya!
Akın var
güneşe akın!
Güneşî zaaaptedeceğîz
güneşîn zaptı yakın!
Üzümlerî kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor!
Kalın tuğla bacalar
kıvranarak
ötüyor!
Haykırdı en önde gîden,
emreden!
Bu ses!
Bu sesîn kuvvetî,
bu kuvvet
yaralı aç kurtların gözlerîne perde
vuran,
onları oldukları yerde
durduran
kuvvet!
Emret kî ölelîm
emret!
Güneşî îçîyoruz sesînde!
Coşuyoruz,
coşuyor!..
Yangınlı ufukların dumanlı perdesînde
mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor!
Akın var
güneşe akın!
Güneşî zaaaaptedeceğîz
güneşîn zaptı yakın!
Toprak bakır
gök bakır.
Haykır güneşî îçenlerîn türküsünü,
Hay-kır
Haykıralım!