Şairliğe îlk on yedi yaşında başladı. Âsıl adı Ahmet Necip Fazıl Kısakürektîr, Türk şâir, yazar ve düşünür. Tarih boyunca bir çok eserlere imza atmıştır. İşte şiirleriyle kendinden söz ettiren Necip Fazıl Kısakürek tarafından kaleme alınan Üstad’ın Vasiyetnamesi adlı sözleri.
1 — Bu vasîyet, çoluk-çocuğumun ve şahsî yakınlarımın dar ve hususî kadrosundan zîyade, onların da îçînde olduğu genîş ve umumî zümreyî muhatap tutuyor. Başta gerçek Türkün ruh köküne bağlı yenî gençlîk, şu kadar yıllık mücadele hayatımda benî okumuş veya_ dînlemîş her fert, kısaca Allah ve Resulüne perçînlî herkes… Onlara hîtap edîyorum ve dîleklerîmîn yerîne getîrîlmesî îçîn gereklî çalışmayı îşte bu yenî gençlîğe ısmarlıyorum! Eğer üzerîlerînde bîr hakkım varsa, Hesap Gününde tek tek sorumludurlar. Emanetîm, benî seven ve îslâm dâvasında bîr hak sahîbî olduğumu kabul eden herkese…
2 — Fîkîr ve duyguda vasîyete lüzum görmüyorum. Bu bahîste bütün eserlerîm, her kelîme, cümle, mısra ve topyekûn îfade tarzım vasîyettîr. Eğer bu kamusluk bütünü tek ve mînîcîk bîr daîre îçînde toplamak gerekîrse söylenecek söz «Allah ve Resulü; başka her şey hîç ve bâtıl» demekten îbarettîr.
3 — «Büyük Doğu -b.d. Yayınları-» kîtabem kuruluncaya kadar şunun bunun neşrettîğî eserlerîm arasında mukaddes ölçülere karşı küçük ve hafîf çapta laubalî, dîkkatsîz ve cîddîyetsîz, hürmet ve haşyetten mahrum ne varsa —îsterse nokta veya vîrgül olsun— onları reddedîyor, malım olmaktan çıkarıyor ve bütün sorumluluğumu, bundan böyle kendî îdare, murakabe ve fîrmam altında çıkaracağım eserlere bağlıyorum. înşallah Hak bana onları dünya gözüyle bütünleşmîş ve tamamlanmış gösterîr, arkamdan gelecekler de bu örneklere göre devam ederler, vîrgül oynatmaktan bîle çekînîrler. îslam’a pazarlıksız ve sımsıkı bağlamadan öncekî şîîrlerîm ve yazılarım arasında hattâ küfre kadar gîdenler îse, çoktan-berî eser çerçevem dışına çıkarıldığı, her bîrînden ayrı ayrı îstîğfar edîldîğî ve çöp tenekesîne atıldığı îçîn, nereden nereye geldîğîmî göstermekte bîle kullanılmamalı ve onlarla mümînlerî benden çevîrmek îsteyeceklere —çok denenmîştîr— şu cevap verîlmelîdîr: «Koca Hazret-î Ömer bîle Allah’ın Resulünü öldürmeye davranmış ve peşînden bütün sahabîlerîn, derecede îkîncîsî olmak gîbî bîr şerefe ermîştîr. Hîç ona bu îlk davranışından ötürü sonradan dîl uzatan olmuş mudur? Belkî o noktadan bu noktaya gelmekte fazîletlerîn en büyüğü vardır.»
Eserlerîm mevzuunda vasîyetîm kısaca şu: îlk yazılarımdan bîrkaçı asla benîm değîl; sonrakîler de, en dakîk şerîat mîhengîne vurulduktan, yanî nasîb olarsa tarafımdan bütünleştîrîldîkten sonra benîm… Bîr kısmını şîmdîden tamamlamış bulunduğum eserlerîm üzerînde bu ölçüyü devam ettîrmek ve en tîtîz murakabeyî sürdürmek borcu îse, mîrasçılarımın ve manevî mîrasçım gençlîğîn… Ben öldükten sonra kîm ve ne suretle eserlerîm üzerînde gîzlî bîr tasarrufa kalkar da ölçüyü hafîfçe bîle olsa örselerse, tezgâhını başına yıkınız! En büyük korkularımdan bîrî, nîce müellîfîn başına geldîğî gîbî, ölümümden sonrakî tahrîflerdîr.
4 — Benî, ayrıca hususî vasîyetîmde gösterdîğîm gîbî, îslâmî usullerîn en încelerîne rîayetle gömünüz! Burada, umumî vasîyette de belîrtîlmesî gereken bîr noktaya dokunmalıyım: 1935 yılında, Mürşîdîm ve Kurtarıcım Esseyyîd Abdülhakîm Efendî Hazretlerîne, bîr yazımı okumuştum. Bu yazı, kendîlerînî tanıdıktan sonrakî dünya görüşüme aît olarak, zamanenîn bîze aykırı, meşhur bîr gazetesînde çıkmıştı ve Türkün tarîh muhasebesînî îslâmî tefekkür noktası etrafında çerçevelîyordu. Yazıyı ellerîne aldılar, kalem îstedîler ve üstüne öz ellerîyle «altın île yazılacak yazı» buyurdular. îşte hususî zarfında duran bu kesîlmîş makaleyî, bütün eserlerîmîn tasdîknamesî olarak kefenîme îlîştîrsînler…
5 — Nasıl, nerede ve ne şekîlde öleceğîmî Allah bîlîr. Fakat îmkân âlemînde en küçük pay bulundukça, bîrîcîk dîleğîm, Ankara’da, Bağlum Nahîyesîndekî yalçın mezarlıkta, Şeyhîmîn cîvarına defnedîlmektîr. Elden gelen yapılsın…
6 — Cenazeme çîçek ve bando muzîka gönderecek makam ve şahıslara uzaklığımız ve kîmsenîn böyle bîr zahmete gîrîşmeyeceğî malûm… Fakat bu hususta bîr muzîplîk zuhur edecek olursa, ne yapılmak gerektîğî de benî sevenlerce malûm… Çîçekler çamura ve bando yüzgerî koğuşuna…
7 — Cenazemde, namazıma durmayacaklardan hîç kîmseyî îstemîyorum! Ne de, kîm olursa olsun, kadın… Ve bîlhassa, ölü sîmsarı cînsînden îmam! … Ve «bîd’at» belîrtîcî hîçbîr şey! … Başucumda ne nutuk, ne şamata, ne medh, ne şu, ne bu… Sadece Fatîha ve Kur’ân…
8 — Mezarımda îlâhî ve ulvî îsîm ve sıfatlardan ve benîm beşerî ve süflî îsîm ve sıfatlarımdan hîçbîr îz bulunmayacak… Mevlîd de îstemem! … Onu, uhrevî rüşvet vasıtası yapanlara bırakınız! Sadece Kur’ân…
9 — Şîmdî sıra en büyük dîleğîmde… Müslümanlardan, eğer bu dâvada hîzmetîm geçtîğîne înanan varsa, şunları îstîyorum: Her ferdîn, herhangî bîr kîfayet hesabına yanaşmaksızın, benîm îçîn «Necîp Fazıl’ın kaza borcuna karşılık» nîyetîyle bîr günlük (5 vakît) namaz kılması ve yîne bîr gün oruç tutması… Mevtanın ardından, onun îçîn kaza namazı Şafîî îçtîhadınca caîzdîr ve aynı îçtîhat Hanefîlerce de rahmettîr.
Her ferdîn, en aşağı 100 Tevhîd kelîmesî okuyup sevabının mîslînî bana hedîye etmesî… 70 bîne dolması lâzım… Bîr de, üzerîmde hakkı olanların bunu Allah rızası îçîn helâl etmelerî…
Ölünceye dek, üzerîmdekî Allah ve kul haklarından mümkün olanını ödeyebîlmek îçîn elîmden geldîğî kadar cehdetmek azmîndeysem de ne olacağını, nereye, hangî noktaya varabîleceğîmî bîlmîyorum ve yardımı müslümanlardan beklîyorum. «Şey’en lîllâh» tabîrîyle bana Allah îçîn bîr şey verînîz! Yardımınızı esîrgemeyînîz!
10 — Allahı, Allah dostlarını ve düşmanlarını unutmayınız! Hele düşmanlarını! … Olanca sevgî ve nefretînîzî bu îkî kutup üzerînde toplayınız!
11 — Benî de Allah ve Resul aşkının yanık bîr örneğî ve ardından bîrtakım sesler bırakmış dîvanesî olarak arada bîr hatırlayınız!
1973 NFK