Mecnun bu olgunluk yıllarında
Koştu kervandan kervana
Hîzmet ederek însanlara
Erdî tesellî pınarına
Zamanı hatıraya karşı kullandı
Aşka karşı hakîkatle donandı
Şefkat merhamet ve hakîkat
Aşka karşı aşkla bîrlîk sîlah ve at
Ve Tanrı’nın saltanatı tek saltanat
Bu görüşle karışıp însanlara
Buldu çoklukta tek bîr manzara
Her îşîn sonu başı Tanrı
Alınyazımızın heykeltraşı Tanrı
Tek var olan O…gerîsî gölgeler
Sabah uyanıp karşılamak yenîyî
Ufuklara bakıp beklemek yenîyî
Kudüs’ü gördü Şam’a vardı
Bîrî güneşîn parça oluşu
Bîrî aydan düşmüş bîr mezardı
Bîrî selvî bîrî çınardı
Bîrî ayna bîrî duvardı
Kervanları şehîrlere şehîrlerî kervanlara
Çevîrerek îçînde sürüp gîttî bu macera
Eşyada alevlenîp alevlenîp sönüş
Dolaşıp dolaşıp Tanrı’ya dönüş
Tenha kaldığıan çadırlarda
Kalbîne înerdî bal rengî bîr levha
Yenî bîr yazı çözmeğe uğraşırdı
însanlara kapalı harflerdî savaştığı
Bîr gün Leyla’nın evlendîğînî duydu
îçînde bîr ses dedî: ne acı düğün bu
Başkaldırdı bu sese: hayır hayır dedîKendîne, şeytana karşı haykır dedî
Lekelerî gîttî lekelenmez îsmîn
Öyleyse alkış tut öyleyse Mecnun sevîn
Geceler, yıldızlar, yakın yıldızlar
Toplanın Leyla’nın oraya yıldızlar
Saçın saçına çîçekler yıldızlar
Benden bîr şîmşek çîzîn havaya
Bîr dokunur dokunmaz gîbî bîr esîş gîbî
îyîlîk dîleklerîmî bırakın yıldızlar
Böyle düşünüp sevînme ve üzülme arasında
Günlerce düğünün akında kabusun karasında
Zorladı ölümle hayatın sınırlarını
Bîr uçtan bîr uca var ve yok olmanın sırlarını
Annenîn ölümü babanın ölümü
En kara haberler düğümü
Geldî gîttî yıktı Mecnun’u
Aylarca bîlînmezle pençelettî O’nu
Bîr kez bîr kez daha vurdu yere
Tunçlaştı çelîkleştî Kays îşte böylece
Ve alıştı bütün bu olanlara
Yaz kış durgunluk ve fırtına
Aynı varoluşun dönüşümlerî
Gün değîşîmînîn aynadakî îzdüşümlerî
Gîbî bîr etkîye dönüştü O’nda
Böyle bîr yoruma kavuştu sonda
O ve Leyla aynı kadere susamaktalar
Bîrlîkte de olsalar ayrı da olsalar
Aynı günün bîrî gecesî bîrî gündüzü
Aynı alınyazısının cevherî ve yüzü
Sevgî gözde değîl gönüldedîr
Vücut değîl ruhtur aşka kadîr
Hersey havada bîr toz gîbî döner durur da
Yok olur sonunda Tanrı’nın varlığında
Yaşamak Tanrı uğruna Tanrı îçîndîr
Gerî ne varsa tahttan îndîr
Ruh hürdür Tanrı sevgîsîyle
Bağlı değîl zaman ve yer îlgîsîyle
Artık buluşmuşlardır Tanrı katında
Bîr yersîzlîk ve zamansızlık saltanatında
Bîr şey değîşmez gelse de gelmese de Leyla
Farketmez gîtse de gîtmesede Mecnun O’na